Uzun zamandır, ASLINDAlı cümleleri sevmiyorum.
ASLINDA yapardım ama!
ASLINDA onu seviyordum!
ASLINDA olabilirdi.
ASLINDA düşününce?!?!
Üzülmüyorum ASLINDA.
ASLINDA kayanın altında kalmış, bir cümlenin son anda elini
uzatması gibi.
ASLINDA güzel ama.
Vazgeçtiklerimiz ASLINDA.
ASLINDAnın başı ‘şimdiki’, sonu ‘geçmiş’ zaman.
ASLINDA mecburiyetlerimizle gerçek arasına tost yapıp
yediğimiz, dilbilgisinin o zavallı suçsuz zarflarından biri sadece.
Bizimse olmak istediğimiz.
Olamadığımız.
ASLINDA olurduk ama.
ASLINDA hiçbirimiz istemezdik,
ASLINDAnın öbür tarafında olmayı, yani ASLINDA istemediğimiz
tarafın gönülsüz kazananı olmanın ‘kazanmak’la eş anlamlı olmadığının da
farkındayız tabi.
Yani biz ASLINDA taşın altındaki mutluluklarımızla.
Biz.
ASLINDA.
ASLINDAnın peşinden gitmeye cesareti olmayan, bahaneleri
kendine kalkan edinmiş kahramanlarız.
Kabul edelim ASLINDA güpgüçlüyüz.
ASLINDA kocaman adamlarız.
Kocaman kadınlarız ASLINDA.
Küçülmeyi öğrenemedik bir türlü.
Çünkü ASLINDA güpgüçlü olmak, dizlerimizin kanamasından daha
değerli yahu!